Nedir?
Biyodizel nedir?
Biyodizel, hayvansal ve bitkisel atıkların eklenmesiyle üretilen dizel yakıttır. Bilimsel olarak tanımlamak gerekirse; organik olan yağların baz ve alkol ile belirli oranlarda karıştırılmasıyla dizel yakıta dönüştürülmesi sonucunda elde edilen üründür.
Rudolf Diesel, 1900’lü yıllarda Dünya Fuarı’nda dizel olan bir motoru, yer fıstığı yağı ile çalıştırmayı başarmıştır. Böylece teknik olarak tarihteki ilk biyodizel yakıt üretilmiştir. Bunun sonucunda sebze yağlarının yakıt olarak kullanılabileceği kanıtlanmıştır. 1970’li yıllara gelindiğinde; petrol krizlerinin yaşanması dolayısıyla gözler alternatif yakıtlara çevrilmiştir. 1992’de Amerika, ‘biyodizel’ ismini ilk defa kullanarak bu yakıtın üretimini yapmaya başlamıştır.
Sonraları dünya petrol piyasasının normale dönmesiyle birlikte, orta doğuda yaşanan savaşlar ve Amerika’nın petrol kaynaklarını kullanmak istemesinin de etkisiyle ‘biyodizel’ ortadan kaybolmuştur. 1990’lı yıllarda dünyadaki karbon salınımının korkutan seviyeye ulaşmasıyla ve hava kirliliğinin de korkutucu etkisiyle ‘biyodizel’ tekrar gündeme gelmiştir.
2000’li yıllara ulaşıldığında artık biyodizel, yalnızca dizel yakıt ile karıştırılan bir yakıt sınıfında olmaktan çıkmış, tek başına yakıt olmuştur. Havacılık sektöründen demiryolu sektörüne kullanılacak kadar geniş bir yelpazeye açılmıştır.
Biyodizel Nasıl Üretilir?
Biyodizelin üretimi aşamasında en önemli madde soya fasulyesidir. Soya fasulyesinin geniş bir üretim alanına sahip olması, hasadının kolay olması ve üretim sürecinin ucuz olmasından dolayı ön plana çıkmıştır. Ayrıca biyodizel, tarımsal hammaddeye ihtiyaç duyduğu için çiftçi sınıfına da iş imkanı sağlamaktadır. Biyodizel üretiminin tamamen yerli olarak gerçekleştirilebilmesi sebebiylede ülke ekonomisinin dışa bağımlılığını baltalamaktadır.
Biyodizel üretiminde kullanılacak olan ürünün bitkisel ya da biyolojik olan yağlarının elde edildikten sonra bu yağ metanol maddesi ile karıştırılmaktadır. Sodyum hidroksit maddesiyle bu karışımın tepkimesi hızlandırılır. Sonrasında ester ve gliserin maddesi elde edilir. Ester maddesi, yakıt kategorisinde kullanılmaktadır. Gliserin ise temizlik başta olarak pek çok kimya alanında kullanılmak üzere ayrılmaktadır. Biyodizelin üretim aşaması pek karışık değildir. Bu yüzden küçük çapta olan işletmeler kolaylıkla üretebilirler.
Nedir?
İnşaat sektöründe trafo seçmenin püf noktaları
Ağırlıklı olarak bir elektrik devresindeki akım ve gerilimi yükseltme ve düşürmenin yanı sıra elektrik enerjisinin aktarımı ve dağıtımı için kullanılan trafolar, inşaat sektöründe çok önemli bir rol oynuyor. Dolayısıyla seçimleri dikkatlice yapmak gerekiyor. Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ve reaktör sektörünün lider firması konumunda olan Elektra Elektronik, trafo seçiminin püf noktalarını paylaştı. Hatalı seçimlerin pek çok olumsuz sonuç doğurabileceğini belirten Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, bu süreçte ilk etapta doğru analiz, doğru ölçümleme ve saha çalışmasının kritik önem taşıdığının altını çizdi.
Enerji iletiminde ve dağıtımında kullanılan transformatörler kısa ismiyle trafolar, ülkemizde hemen hemen bütün sektörlerde kullanılıyor. Özellikle inşaat sektöründe yaşanan büyüme ve artan elektrik enerjisi talebi ile trafolar gün geçtikçe çok daha önemli bir hale geliyor. Özellikle bu alanda inşa edilecek binanın ihtiyaç duyacağı enerjiye uygun güçte transformatör planlaması kritik önem taşıyor.
İnşaat sektöründe trafo seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşan Elektra Elektronik Satış Direktörü İlker Çınar, “İnşaat sektörü dediğimizde hiçbir zaman tek bir sektörden bahsedemeyiz. Öncelikle süreç sonunda ortaya ne tür bir ihtiyaca hizmet edecek bir bina çıkacak bunu bilmemiz gerekiyor. Bir hastane mi, bir AVM mi yoksa üretim yapacak bir fabrika mı yapılıyor, işte bunu öğrenip o yapının ihtiyaç duyacağı enerjiye uygun güçte transformatör planlamasının yapılması önem taşıyor. Doğru analizin, doğru ölçümlemenin ve saha çalışmasının ilk etapta dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu söyleyebilirim. Genel olarak da trafo için seçilecek firmanın üretici firma olmasına, sektördeki yerine özellikle çok dikkat edilmeli. Kurumsal firmalar, üretim aşamasında ihtiyacı belirleyip, gerçekleşmesi olası sıkıntıları en baştan saptayarak ona uygun üretim yapabiliyor. Ayrıca ürününün arkasında durabilen, teknik olarak kolay ulaşımı olacak firmalarla çalışmak önemli.” dedi.
Yanlış trafo seçimi güvenlik sorunlarına maliyet kayıplarına yol açabiliyor
İnşaat sektöründe yanlış trafo seçiminde ne gibi sonuçlar doğabileceğine değinen İlker Çınar, “Öncelikli olarak inşaat sektöründe fizilibilite çalışmalarında yapılacak doğru trafo seçimi inşaatın maliyet hesaplamalarına da doğrudan katkıda bulunuyor. Konusunda uzman firmalarla çalışıldığında risk payı düşük hesaplamalarla maliyet hesabında hata yaşanmasının önüne geçilebiliyor. Yanlış trafo seçimi aynı zamanda güvenlik açısından da pek çok sıkıntı doğurabiliyor, örneğin voltajda yapılan yanlış hesaplamalar uzun vadede yangın riski ortaya çıkarabiliyor. Ya da asansörün bağlandığı trafoda yaşanan sıkıntılar asansörün çalışmasını engelleyebiliyor. Benzer şekilde yanlış trafo seçimi sonrası yaşanacak aksaklıklar, eğer o inşaat bir üretim tesisiyse, üretimde durmalara ve maliyet kayıplarına yol açabiliyor.” şeklinde konuştu.
Elektriğe bağlı makine ve ekipmanların en verimli şekilde çalışmasını sağlıyor
Trafo çözümleriyle de işletmelerdeki elektriğe bağlı makine ve ekipmanların en verimli şekilde çalışmasını sağladıklarını belirten Çınar, sözlerini şöyle noktaladı: “Elektra Elektronik olarak 40 yılı aşkın tecrübemiz, teknik kadromuz, global pazar bilgimiz, kalite sistemlerimiz ve dünyanın önde gelen elektrik firmalarıyla yaptığımız OEM anlaşmalarımızla öne çıkıyor, inşaat sektöründe de birçok projede tercih ediliyoruz. Bugüne kadar demiryolu projeleri, şehir hastaneleri, hükümet binaları, kampüsler, hava limanları ve fabrikalar gibi çok sayıda projede ürün ve çözümlerimiz kullanıldı. Ar-Ge yatırımlarımızı her geçen gün daha da artırarak ürettiğimiz yeni nesil ürün ve çözümlerle gerek iç piyasada gerekse ihracat pazarlarında söz sahibi olmaya artan bir ivmeyle devam ediyoruz.”
Biyokütle
YEKDEM güncellemeleri
Türkiye’de tarife garantisi, kullanılan teknolojiye göre farklılık göstermeksizin 133 $/MWh (117 €/MWh) seviyesinde uygulanmaktaydı. Her ne kadar yeni destek mekanizması yürürlüğe girmiş olsa da, 1/1/2021 tarihinden 30/6/2021 tarihine kadar işletmeye girecek olan Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Destekleme Mekanizmasına tabi YEK Belgeli üretim lisansı sahipleri için, 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun Kanuna ekli Cetvellerde yer alan fiyat tarifeleri ve yerli katkı fiyatları 31/12/2030 tarihine kadar uygulanmaktadır. 29/01/2021 tarihli ve 3453 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte, 01/07/2021 tarihinden itibaren işletmeye girecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için uygulanacak fiyat tarifeleri ve yerli katkı fiyatları güncellenmiştir. Biyokütleye dayalı üretim tesisleri için eski ve güncellenmiş fiyat tarifeleri ve yerli katkı fiyatları aşağıdaki tablolarda gösterilmektedir.
Kaynak:
NREL
PwC Türkiye/ Biyokütle Ve Biyoenerji Sektörlerine Genel Bakış
Biyokütle
Biliyor muydunuz?
Biyoenerji, yenilenebilir enerji kaynaklarından önemli bir yere sahip olmuştur. Biyoenerji kullanımının çevreye ve dünyaya sayısız yararı bulunmaktadır ve kullanımı yaygınlaşmalıdır.
· Atıkların ayrıştırılması oksijensiz ortamda, ortam havası ile temas etmeden ve dolayısıyla herhangi bir koku olmadan gerçekleştirilir, amonyak salınımı ve su kirliliği riskleri bir nebze yok edilmektedir.
· Organik maddeden üretilen biyogaz, sera gazı emisyonlarından önemli bir düşüşe ve hava kalitesinin iyileştirilmesine katkı sağlamaktadır.
· Seleda Biyogaz, yılda 273.000 ton karbondioksit emisyonunu engellemekte ve 2017 yılından itibaren ekolojik ayak izine katkı sağlamaktadır.
· Günde 8.536 hanenin enerji ihtiyacını yenilenebilir ve sürekli olarak karşılamaktadır.
· Üretilen her bir ton azotlu gübre için beş tondan fazla karbondioksit yayılmaktadır. Bu nedenle, endüstride üretilen diğer gübreler yerine biyogaz üretimi sonucu çıkan fermante olmuş kompost kullanıldığında, fabrika emisyonları engellenmektedir.
Özetle biyoenerji dünyamız için önemli bir kaynaktır. Yenilenebilir olması ile doğadaki zararlı atıkları lehimize çevirebiliriz. Daha iyi bir geleceğe…
-
Biyokütle3 yıl ago
Biyokütle kullanımın avantaj ve dezavantajları
-
Biyokütle6 yıl ago
Biyokütle dönüşüm teknolojileri
-
Biyogaz6 yıl ago
50 milyon liralık biyogaz tesisi
-
Biyogaz6 yıl ago
Türkiye’de biyogaz üretimi
-
Biyokütle5 yıl ago
Türkiye’nin En büyük Biyokütle Santrali Devreye Alındı
-
Etkinlikler6 yıl ago
2019’un ilk Biyoder Buluşması
-
Biyokütle5 yıl ago
Türkiye’nin en büyük ikinci biyokütle santrali 2020’de devrede
-
Etkinlikler6 yıl ago
Düşük karbonlu bir gelecek ve Türkiye için fırsatlar