Connect with us

Etkinlikler

Düşük karbonlu bir gelecek ve Türkiye için fırsatlar

Published

on

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin birlikte düzenledikleri “Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapmak: Türkiye için fırsatlar toplantısı” İstanbul’da, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Etkinliğe, SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman ile OECD Çevre Direktörlüğü Direktör Yardımcısı Anthony Cox ev sahipliği yaptı.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için 6,3 trilyon dolar

OECD Çevre Direktörlüğü Direktör Yardımcısı Anthony Cox ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman

Etkinliğin açış konuşmalarından ilkini OECD Çevre Direktör Yardımcısı Anthony Cox yaptı. OECD olarak 36 sanayileşmiş ülkeyi temsil ettiklerini belirten Cox, OECD tarafından hazırlanan “İklime Yatırım, Büyümeye Yatırım raporunu katılımcılara sundu. Başarılı bir enerji dönüşümünün makro ekonomik faydalarını gösteren OECD’nin bu çalışması, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu G20 ülkelerinin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine; ekonomik büyüme, rekabetçilik ve refah artışı ile eşzamanlı nasıl ulaşacağını anlatıyor. Bunun yanı sıra kısa ve orta vadede büyümeyi destekleyecek mali ve yapısal reformları ele alıyor.

Raporda Doğru politikalar ve teşvikler, özellikle de tutarlı iklim politikasıyla birlikte güçlü mali ve yapısal reformlar uygulamaya konulduğunda, hükümetler bir yandan iklim değişikliği riskini ciddi ölçüde azaltacak büyümeyi yakalarken, diğer yandan da ekonominin kısa vadede gelişmesi, yeni istihdam alanları ve çevre kalitesiyle ilgili faydalar sağlayabilir” denilirken, Anthony Cox şunları belirtti:

İklim değişikliğiyle mücadelenin kalkınma politikalarına entegre edilmesi, ekonomiye yük olmanın tersine, önemli ölçüde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Küresel ısınmayı 2 derecenin altına çekmeyi hedefleyen ‘kararlı dönüşüm’, G20 ülkeleri genelinde mevcut politikaların devam ettirilmesi halinde, 2050 yılına gelindiğinde uzun vadeli GSYİH’yı ortalama yüzde 2,8 oranında artırabilir. İklimin yaratacağı olumsuz etkileri en aza indirmenin olumlu sonuçları hesaba katıldığında ise, GSYİH üzerindeki net etki yaklaşık yüzde 5’e çıkabilir.”

Rapora göre, sürdürülebilir ekonomik büyümenin şartlarından biri, önümüzdeki 10 yılda modern, akılcı ve temiz altyapıya yatırım yapılması. Küresel düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için 2030’a kadar yıllık ortalama 6,3 trilyon dolar değerinde altyapı yatırımı gerekiyor. Aynı dönemde yılda 0,6 trilyon dolar ek yatırım, tüm yatırımları iklimle mücadele için uyumlu hale getirebilir. Bu sayede büyüme, verimlilik ve çevre kalitesi yönünden kısa ve uzun vadede kazanımlar elde edilecek.

Önemli olan istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme

Etkinlikteki ikinci açış konuşmasını ise SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman yaptı. Hızlı nüfus artışı ve ekonomik büyüme nedeniyle Türkiye’nin enerji talebinin arttığına dikkat çeken Hakman, şunları söyledi:

“Günümüzde Türkiye’nin birincil enerji arzının dörtte üçü ithal kaynaklardan sağlanıyor. Öte yandan, Türkiye çok büyük bir yenilenebilir ve enerji verimliliği potansiyeline sahip. Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapılarak hem yerel kaynaklar harekete geçirilebilir hem enerji arz güvenliği kuvvetlendirilebilir, ticaret daha dengeli hale getirilebilir, yeni ekonomik faaliyet alanları ve istihdamda artış sağlanabilir. Ayrıca bu, çevre kalitesinin iyileştirilmesine de fayda sağlayacaktır.”

Önemli olanın istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme olduğunu vurgulayan Hakman rapora işaret ederek, ekonomik büyümenin desteklenmesi ve verimliliğin artması için dünyayı yüksek karbonlu bir geleceğe mahkûm etmemek gerektiğinin altını çizdi.

Sürdürülebilir ekonomik büyüme vurgusu

Toplantıda daha sonra söz alan isim TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Arkın Akbay oldu. İklim değişikliğinin küresel bir sorun olduğuna vurgu yapan Akbay, meselenin sosyal ve ekonomik risklerine dikkat çekti. OECD raporlarına da atıfla sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümenin önemine vurgu yapan Akbay, TÜSİAD’ın bu alandaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.

“288 yenilenebilir enerji santraline finansal destek sağladık”

Ardından söz alan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aygen ise iklim değişikliğinin ana sebebinin insanlığın değişen yaşam şekilleri olduğunu belirtti. Dünyada genel bir refah artışı olduğunu belirten Aygen, bunun da farklı yaşam biçimleri ortaya çıkarıp, ivmeli bir talep baskısı yarattığını belirtti. Küresel iklim finansmanına ayrılan kaynakların yıllık bazda karşılaştırmasını sunan Aygen, bunun 1 buçuk derece hedefi için yeterli olmadığını vurguladı. TSKB’nin iklim finansmanı çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Aygen, 288 yenilenebilir enerji projesine finansal destek sağladıklarını belirtti.

Kilit rol finans sektöründe 

Toplantıda daha sonra, “Türkiye Enerji Sektöründeki İş Fırsatlarını Yakalamak İçin Finansmanı Olanakları” başlıklı oturuma geçildi.

Oturumu SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın yönetirken; Dünya Bankası Kıdemli Türkiye Enerji Sektör Yöneticisi Yeşim Akçollu, 2050 Pathways Platform İcra Direktörü Richard Baron, EBRD Ülke Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç, TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu ile Garanti Yatırım Kurumsal Finansman Yöneticisi Ahmet Tohma kunuşmacılar arasında yer aldı.

Oturumu yöneten SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın şu değerlendirmelerde bulundu:

“Enerji sektörünün dönüşümü için gerekecek ilave yatırımlardan gelen kazanç ve faydalar, dönüşümün maliyetinden daha fazla. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği için yapılacak yatırımlar kadar altyapı yatırımları da önemli. Bunun yanı sıra yenilikçi yaklaşımlara da yatırımın bugün başlaması önemli; çünkü yeni çözümlerin hayata geçmesi uzun vadeli bir süreç. Tüm bu yatırımların gerçekleşmesi için de yenilikçi ve daha etkili finansman araçlarına ihtiyaç duyacağız.”

TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu konuşmasında 2017 yılında yayımladıkları Tutum Belgesi’ne atıfla başladı ve burada düşük karbon vurgusu yapıldığına dikkat çekti. Enerji de dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu vurgulayan Numanoğlu, bu noktada yenilenebilirin ve enerji verimliliğinin önemine dikkat çekti.

Karbonsuzlaştırılmış ekonomi

2050 Pathways Platform İcra Direktörü Richard Baron ise 2050 yılı için kimi OECD ülkelerinde ilan edilmiş olan sıfır karbon hedefine ulaşmanın kolay olmadığını vurguladı. Karbonsuzlaştırılmış bir ekonomi için mali politikanın da buna uygun olması gerektiğini vurgulayan Baron, karbon yoğun ticaret yapan ülkelerdeki geçişin de hassasiyetle planlanması gerektiğini belirtti.

Ardından söz alana Dünya Bankası Kıdemli Türkiye Enerji Sektör Yöneticisi Yeşim Akçollu ise düşük karbon hedeflerinin tutturulabilmesi için 2030 yılına kadar 90 trilyon dolar kaynak gereksinimi olduğunu öngördüklerini belirtti. Dünya Bankası’nın Türkiye’deki finansman çalışmalarına ilişkin bilgi veren Akçollu, piyasa bazlı yatırımlara dair açıklamalarda bulundu.

283 özel sektör projesine finansman sağladıklarını belirten EBRD Ülke Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç ise enerjide Türkiye’nini genel bir fotoğrafını sundu. Potansiyelin yüksek ancak yenilenebilir payının düşük olduğuna vurgu yapan Kılıç, finansman açısındansa ülke olarak ciddi bir sorun yaşanmadığını belirtti.

Oturumda son olarak Garanti Yatırım Kurumsal Finansman Yöneticisi Ahmet Tohma söz aldı. Türkiye’de son 10 yılda 45 milyar dolar elektik üretimi yatırımı yapıldığını belirten Tohma, doğalgazın elektrik üretimindeki payının yüzde 50’den yüzde 30’a gerilediğini belirtti. Kuruluşlarının enerji yatırımlarıyla ilgili bilgiler veren Ahmet Tohma; önümüzdeki 10 yılda rüzgâr ve güneş için 20-22 megavatlık kurulu gücün hizmete girmemesi için hiçbir sebep yok değerlendirmesinde bulundu.

Etkinlik, OECD Çevre Direktörlüğü Direktör Yardımcısı Anthony Cox’un kapanış konuşmasıyla sona erdi.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

Aksa Enerji, yurt dışı projeleriyle yatırımlarını sürdürüyor

Published

on

By

Aksa Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Korkut Öztürkmen, 26. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı (ICCI 2022) kapsamında düzenlenen “Küresel Pazarlarda Enerji Alanında Oyuncu Olmak: Yurt Dışında Enerji İş Birlikleri” panelinde konuşmacı olarak yer aldı. Geçmişten günümüze Aksa Enerji’nin yurt dışı yatırımlarını anlatan Öztürkmen, konuşmasında dünya çapında bir marka olmanın sorumluluğu ve bilinciyle küresel pazarlardaki yeni hedeflerine nasıl yön verdiklerine de değindi.

Aksa Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Korkut Öztürkmen, 26. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı (ICCI 2022) kapsamında düzenlenen Küresel Pazarlarda Enerji Alanında Oyuncu Olmak: Yurt Dışında Enerji İş Birlikleri panelinde konuşmacı olarak yer aldı.

Korkut Öztürkmen, Aksa Enerji’nin kurulduğu 1997 yılından bu yana ilkleri gerçekleştiren bir enerji şirketi olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda Türkiye’nin özel elektrik sektörünün gelişiminde pek çok önemli projeye imza attıklarını aktardı. Öztürkmen, “Aksa Enerji olarak Türkiye’nin ilk ve en büyük doğal gaz santrali projelerinden biri olan Antalya santralini, Samsun ve Hakkari’de ise ilk mobil santralleri kurduk. 2015 yılından bu yana da küresel pazarlarda büyümeye devam ediyoruz” dedi.

2015 yılında başlayan küresel büyüme vizyonuyla bugün Afrika’da Gana, Madagaskar ve Mali’de yaklaşık 500 MW kurulu güç ile faaliyet gösterdiklerini aktaran Öztürkmen, “2021 yılında Orta Asya’ya açılarak bu bölgenin en büyük Türk enerji yatırımını hayata geçirdik. Coğrafi açıdan her geçen yıl daha da fazla çeşitlenen üretim portföyümüz sayesinde operasyonel kârımızın yarısından fazlasını yurt dışı yatırımlarımızdan elde ediyoruz” şeklinde konuştu.

Aksa Enerji’nin bir serbest elektrik üreticisi olarak daha uzun vadeli ve katma değer yaratan projelere yöneldiğini aktaran Korkut Öztürkmen, “Afrika ve Asya’dan sonra Avrupa’yı da radarımıza aldık.  Avrupa’da ortaya çıkan enerji arz-talep dengesindeki açıkları değerlendirmek adına çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde de küresel marka olma vizyonumuz doğrultusunda yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyüme stratejimiz doğrultusunda yurt dışı yatırımlarımıza hız kesmeden devam edecek, döviz bazlı gelir yaratarak ülke ekonomimize katma değer sağlamayı sürdüreceğiz. İlerlediğimiz bu yolda tüm paydaşlarımız için değer yaratma odağımızdan ödün vermeden enerji sektörünün saygın bir üyesi olarak sınırları aşmaya devam edeceğiz” dedi.

Continue Reading

Etkinlikler

18 Mart Küresel Geri Dönüşüm Günü kutlanıyor

Published

on

By

SÜT-D Küresel Geri Dönüşüm Günü’nde çağrı yaptı.Gezegenimizi kurtaralım, geri dönüşümü destekleyelim.Atmayalım, ayrı toplayalım, atığımızı israf etmeyelim, “Geri Dönüşüm Bizimle Başlar”.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, yedinci doğal kaynak olan geri dönüştürülebilirlerin önemini vurgulayarak, gezegenimizi kurtaralım, geri dönüşümü destekleyelim çağrısı ile 18 Mart Dünya Geri Dönüşüm Günü’ne özel açıklamalarda bulundu.

Hava, su, kömür, petrol, doğal gaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynak olarak kabul edilen geri dönüştürülebilirler, yaşamımızda faydalı kullanım ömrünü tamamladıktan sonra atık olan ahşap, akü, cam, elektrikli-elektronik eşyalar, kâğıt, metal, otomobil, plastik, yağlar gibi kıymetli ham maddelerdir. Çöp değildir. Atıklarımızı atmayalım, ayrı toplayalım. Geri dönüştürülebilirlere dikkat çekmek için 2019’dan bu yana Küresel Geri Dönüşüm Vakfı öncülüğünde Dünya Geri Dönüşüm Günü kutlanıyor. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) bu günün önemini vurgulamak ve geri dönüştürülebilirlerin ülkemiz atık ekonomisinde artarak değer yaratması için çalışmalar yürütüyor.

Çöp değil, sanayimiz için yerli ham madde

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, evde, işte, okulda, yolda, tarlada, ormanda yaşamın her yerinde üretirken, tüketirken atık çıkarıyoruz. Eğer atığımızı en iyi yönetmezsek çevremiz kirlenir, iklimimiz değişir, su ve kara ekosistemleri bozularak, insan ve doğa sağlığı kötü etkilenir. Faydalı kullanım ömrünü tamamlayan ürünler ve ambalajları çöp değil, her biri sanayimiz için kıymetli ham maddelerdir vurgusunu yaparak, geri dönüştürülebilirleri mize kazandıralım, gelir ve istihdam yaratalım dedi.

Geri dönüştürülebilirlerin gücünde yeşil fırsat var

“Dünyada milyarlarca ton kaynak hiç bitmeyecekmiş gibi tüketiliyor. Oysa kaynaklar sınırlı ve hızla tükeniyor. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, savaşlar, yoksulluk, göç, iş kayıpları ve de sağlık için acil çözmemiz gereken sorunlar önümüzde. Çöpe attıklarımızı durup düşünmeliyiz. Geri dönüştürülebilirlerle dünyamızın ham madde ihtiyacının yüzde kırkı karşılanırken, 1,6 milyon kişi istihdam ediliyor. Her yıl 20 milyon dolar yatırım yapılırken, sektörün Küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısının gelecek on yılda 400 milyar dolar değerini aşacağı öngörülüyor. Geri dönüştürülebilirlerle her yıl karbondioksit emisyonlarında 700 milyon ton üzerinde, diğer deyişle havacılık kökenli karbondioksiti dengeleyecek kadar emisyon azaltımı sağlanıyor” bilgisini veren Prof. Karaosmanoğlu atıklarımız yeşil fırsatımız dedi.

Atmayalım, ayrı toplayalım, atığımızı israf etmeyelim

Dr. Karaosmanoğlu “Ürünlerimizi satın alırken uzun ömürlü, tamir edilebilir olmasına dikkat ederek, yeniden kullanım seçeneklerini unutmayalım. Az tüketim, az atık hedefiyle yaşayalım. İsraf etmeyelim. Ürün veya ambalajına atık dedikten sonra geri dönüştürülebilirleri atmayalım, ayrı toplayalım. Neyi nereye nasıl vereceğimizi bilelim. Bilmiyorsak ilçe belediyelerimize soralım. Atığımızı da kesinlikle israf etmeyelim. En yakın geri dönüşüm kutusunun yerini bilelim. Atığını en iyi yöneten güzelim ülkemizin yeşilini mavisini koruyan, geridönüştürülebilirlerini ülke ekonomisine kazandıran yurttaşlar olalım” diyerek geri dönüşüm bizimle başlar vurgusunu yaptı.

Continue Reading

Etkinlikler

ZeroBuild Summit’22 Özel Röportaj

Published

on

By

Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi- ZeroBuild Summit’22,  23-26 Mart 2022 tarihleri arasında “Değişim Burada Başlıyor!” sloganı ile düzenlenecek.  ZeroBuild Türkiye’22 Direktörü Dr. Gamze Karanfil, 44. Yapı Fuarı-TurkeyBuild İstanbul ev sahipliğinde yapılacak etkinlik hakkında sıkça sorulan soruları yanıtladı.

Düzenlediğiniz zirvenin ana konusu olan Sıfır Enerji Bina nedir?

Sıfır Enerji Bina, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerji ihtiyacı olan ve bu ihtiyacını da tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden binadır. Bu binalar, çok düşük enerji ihtiyacına sahip olabilmek ve ihtiyaç duydukları enerji miktarını belirli bir süre boyunca yenilenebilir kaynaklar yoluyla yerinde (veya uzakta) üreterek elde edebilmek için, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üretimi kavramlarını bir araya getirir.

Bu kavramın bir ötesi olan Net Sıfır Karbon Bina da Dünya Yeşil Bina Konseyi (WorldGBC) tarafından yıllık bazda salınan karbondioksit emisyonları miktarının sıfır veya negatif olduğu binalardır.

Sıfır Enerji Binaya ulaşmanın en kısa yolu Pasif Ev standartları ile inşa edilen binadır. Pasif Ev standartları evrensel prototiptir ve her iklim bölgesinde uygulanabilir. Bir binayı Pasif Ev Standartları ile tasarlayıp hayata geçirdiğinizde, olağan binalara göre %95 daha az enerji harcarsınız. Bu da doğaya salınan zararlı gazların çok yüksek oranda azalması demektir.

Sıfır Enerji Binalar’a ulaşmak tüm dünyada ivme kazanan bir hedeftir. Son yıllarda özellikle ticari binalarda, gerek sağladıkları maliyet ve rekabet avantajı gerekse kanuni zorlamalar sebebiyle bu tür binalara ilgi artmıştır. Bununla birlikte, Sıfır Enerji Bina kavramı birçok yerel yönetimin kısa ve orta vade hedeflerinde de yer almaya başlamıştır. İklim değişikliğinin sert etkileri, kanun yapıcıların ve yerel yöneticilerin çalışmalarını şüphesiz hızlandıracaktır.

İlk ikisi dijital platformda gerçekleşen ZeroBuild Türkiye’yi değerlendirecek olursanız, Sıfır Enerji Binalar’a dönüşümde yaklaşım olarak neredeyiz? 

İki yıl önce daha yaşanılası bir dünya yaratmanın sorumluluğuyla çıktığımız bu yolda, üretilen çözümlerin en önemlilerinden biri olan ‘Sıfır Enerji Bina’ kavramının bir gelecek projesi olmaktan öte, bugün için bir zorunluluk olduğunun açığa çıkması için çalıştık. Son yıllarda maalesef hem dünyada hem de ülkemizde yoğun bir biçimde çevre felaketlerini ve iklim krizlerinin sonuçlarını yaşadık. Tüm bunlara ek olarak salgın sürecinin yaşam koşullarımızı nasıl etkilediğini de tecrübe ettik. Yaşadığımız bu sürecin de tetiklemesiyle 2020 yılında ‘Error 4.0-Dünyamız Hata Veriyor’ sloganıyla ilkini gerçekleştirdiğimiz ZeroBuild Forum’20’de 49 oturumda 35 ülkeden 137 konuşmacı ağırladık. 2021 yılında ise artarak devam eden iklim krizi şartlarında artık çözümü ertelemememiz gerektiğine vurgu yapmak istediğimiz için, ‘Right Now, GO! -Hemen Şimdi, Harekete Geç!’ sloganı ile yolumuza devam ettik ve ZeroBuild Türkiye’21’de 30 oturumda 35 ülkeden 110 konuşmacıyı bir araya getirdik.

Ülkemiz için henüz yeni bir kavram olan ‘Sıfır Enerji Binalar’ konusunda, başta ülkemizin bu alandaki konumu olmak üzere; mevzuatları, finansal ve teknik gereksinimleri, yeni teknolojileri, vaka örneklerini, iklimsel bakış açılarını ve salgın süreciyle birlikte daha da merak eder olduğumuz yaşadığımız binaların sağlığımız üzerindeki etkilerini, kısacası ‘Sıfır Enerji Binalar’a ilişkin tüm unsurları konunun paydaşlarıyla birlikte detaylı bir biçimde ele aldık.

Bu noktada T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile T.C. Millî Eğitim Bakanlığı’ndan aldığımız destek ile sektöründe öncü STK ve firma temsilcileri, sektör profesyonelleri ve alanında uzman akademisyenlerden oluşan konuşmacılarımızın ‘Sıfır Enerji Binalar’ konusunda farkındalık yarattığını aldığımız geri dönüşlerden ve erişim sayılarımızdan görüyor, bu durumdan memnuniyet duyuyoruz.

Sürdürülebilir bir dünya kurgusunda Sıfır Enerji Binalar tam olarak ne ifade ediyor?

Dünya hızla gelişiyor ve günümüzün küresel iklim krizi şartları bizleri dönüşümü hızla gerçekleştirmeye zorluyor. Sürdürülebilir yapılar ile bu dönüşümün gücünü yakalamak mümkün… Sürdürülebilir bir yapı, sahip olduğu özellikler vasıtasıyla içinde bulunduğu çevrenin yaşam kalitesini koruyabilir, hatta iyileştirebilir ve bunu yapmak için en yüksek düzeyde verimlilik elde etmeyi hedefler. Enerji, su ve diğer kaynaklarımızın kullanımını en az seviyeye düşürerek, enerji ihtiyacımızı yenilenebilir kaynaklardan elde ederek geleceğimizi çevresel ve finansal açılardan sürdürülebilir hale getirebiliriz. Bunun için en önemli avantajımızın Sıfır Enerji Binalar olduğunu düşünüyorum.

ZeroBuild Summit’22 programı hakkında bilgi verir misiniz?

Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi-ZeroBuild Summit’22, 23-26 Mart 2022 tarihleri arasında 44. Yapı Fuarı-TurkeyBuild İstanbul ev sahipliğinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. ‘Change Starts Here-Değişim Burada Başlıyor’ sloganıyla değişimi başlatmak üzere 4 gün boyunca 16 oturumda 100’e yakın konuşmacıyı bir araya getireceğiz.

Bu yıl öncelikli hedefimiz, ülkemizin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda çizilecek yeni yol haritasının ve yapı sektöründeki değişim stratejilerinin belirlenmesine öncülük yapmak. Bu doğrultuda kamu, özel sektör ve akademi arasında etkileşimi sağlayarak bilgi alışverişini arttırmayı ve ‘Sıfır Enerji Binalar’ kavramının sahiplenmek mantığından çıkıp herkesin bu sorumluluğu paylaşacağı bir platform sağlamayı hedefliyoruz.

Bu doğrultuda Paris Anlaşması’ndan Yeşil Mutabakat’ın yapı sektörüne etkilerine, Sıfır Karbon Binalar projesinden Net Sıfır Karbon Binalar taahhüdüne, yenilenebilir enerji teknolojilerinden dijitalleşmeye, finansmandan Yeşil Bina sertifikasyon sistemlerine, enerji etkin tasarım ve sürdürülebilir mimariden yapılarda karbon emisyonlarının azaltımında malzeme yönetimine uzanan, bu alanlardaki örnek çalışmalara dayanan bir program hazırlıyoruz.

ZeroBuild Summit’22’nin vermek istediği en önemli mesajlar nelerdir?

İki yıldır dijitalde ‘Sıfır Enerji Binalar’ ile ilgili tüm unsurları alanında uzman kişilerle konuşurken, bir yandan da çevresel felaketleri ve iklim krizlerinin sonuçlarını yangınlar, seller ve denizlerdeki kirlilik vasıtasıyla hem ülkemizde acı bir biçimde yaşadık hem de dünyada olanları üzülerek izledik. Üstüne bir de pandemi şartlarının gelmesiyle, mevcut yaşam koşullarımızı daha fazla sorgular ve gelecek ile ilgili daha fazla endişelenir hale geldik.

Artık küresel ısınmanın benzeri görülmemiş bir meydan okumasıyla karşı karşıyayız ve hem bireysel hem sektörel hem de ülkesel olarak harekete geçmek için artık bekleyecek zamanımızın kalmadığını her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Tam da bu nedenle bu yıl düzenlediğimiz ZeroBuild Summit’22 Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nde artık konuşmanın değil, harekete geçmenin zamanı geldiğini göstermek istiyoruz.

Continue Reading

Trendler