Connect with us

Sektör Haberleri

Kuraklık hidroelektrik santrallerdeki üretimi düşürdü

Published

on

Türkiye’nin birçok bölgesinde, sonbahar ve kış aylarındaki yetersiz yağışlar nedeniyle barajlardaki doluluk oranları gün geçtikçe azalmaya devam ediyor.
2020’nin yetersiz yağışlarla sona ermesi ve 2021 yılının ilk 5 ayında da önceki yıllara oranla yeterli yağış olmaması ile oluşan kuraklık HES santrallerini de olumsuz etkiledi. YENADER Başkan Yardımcısı Ali Karaduman kuraklığın devam etmesi ile hidroenerji üretimi ve elektrik enerjisi birim maliyetinin olumsuz etkileneceğini belirterek açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı kuraklığın etkilediği sektörlerin başında gelen hidroelektrik santraller, ülkemizde elektrik üretiminde önemli paya sahip. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı olan IRENA tarafından 2020 yılında yapılan açıklamaya göre ülkemiz 2020’de devreye alınan toplam 2 bin 500 MW yeni hidroelektrik kurulu gücü ile dünyada Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor.
HES santralleri ortalama %40 düşük oranda gerçekleşti
2020 yılında yağışların beklenenden az olması sonucunda su gelirlerinde belirgin bir azalış gözlemlendi diyen Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği YENADER Başkan Yardımcısı Ali Karaduman Son aylarda da etkisini hissettiren kuraklık hidroelektrik santrallerindeki  üretimi olumsuz etkiledi. 2021 yılının ilk dört ayında su gelirleri, uzun yıllar ortalamasının altında %55,9’u gibi oldukça düşük gerçekleşti. Bu düşüklük Türkiye’de üretim yapan tüm HES santrallerini etkiledi. Özellikle 40 MW kapasitenin altında üretim yapan HES santralleri, 2021 yılının ilk 5 ayında ortalama üretimi beklenenden yaklaşık %40 düşük oranda gerçekleştirdi” dedi.
HES santrallerinde yapılacak indirimler yatırımcıları rahatlatıcaktır
Kuraklık nedeniyle HES yatırımcıları finansal olarak zor durumda diyen Karaduman; “Bu süreçte HES santrallerinde sistem kullanım fiyatlarında ve harç bedellerinde yapılacak olan indirim yatırımcıları bir nebze rahatlatacaktır. YEKDEM süresinin uzatılması da bir çözüm yolu olabilir” diye konuştu.
Ayrıca Türkiye’deki HES’lerde yeterince su olmadığı için TEİAŞ, DGÇS enerji santrallerinden 5.000 MW kapasite satın alacaktır diyerek sözlerine devam eden Karaduman; “Elektrik fiyatları yükselecek fakat hali hazırda yatırımı tamamlanmış santrallerimizden RES’lerde MWe ve MWm arasındaki farkın üretilmesine EPDK onay vermesi doğal gaz ithalatını azaltacak ve cari açığımıza destek sağlayacaktır. Yatırımı tamamlanmış santralların üreteceği enerji  sistemce alınması Türkiye’nin yararınadır” dedi.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Continue Reading
Advertisement

Sektör Haberleri

SÜT-D: Atık plastikler ulusal servetimiz

Published

on

By

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çevre kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı ve iklim değişikliği temel sorunlarımız için plastik kirliliğini yenme vakti geldi. Ulusal servetimiz atık plastikle istihdam ve gelir yaratalım. Atmayalım, yakmayalım, ayrı toplayalım çağrısı yaptı.

Halka erişimin en büyük küresel platformu ve milyonlarca insanın en güçlü uluslararası kutlaması olan 5 Haziran 2023 Dünya Çevre Günü’nün 50. yılında bu yıl “Plastik Kirliliğini Yenelim“ diyerek atık plastiğe döngüsel ekonomide değer katmanın istihdam ile gelir yaratmadaki mühim yerini vurguluyoruz diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu plastiği keşfeden, sağladığı kolaylık ve çözümlerle yaşayan insan en iyi atık plastik yönetimini de başarmalıdır. Plastik döngüsel ekonomisi yeşil sayılarının cazibesi bizleri bekliyor. Atmayalım, yakmayalım, ayrı toplayalım açıklamasını yaptı.

Plastik kirliliğini yenme vakti

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) öncülüğünde 1973’ten bu yana düzenlenen 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün 50. yılında Fildişi Sahili ev sahipliğinde Hollanda desteğinde plastik kirliliği çözümüne odaklı “Plastik Kirliliğini Yenelim” diyerek çevre kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı ve iklim değişikliği temel sorunlarımız için eylemleri hızlandırma gereği ile atık plastiğin döngüsel ekonomideki yerine odaklanıyoruz bilgisini veren İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu plastik kirliliğini yenme vaktinin geldiğini bildirdi.

Ulusal servet atık plastiğin dönüşümü

Prof. Dr. Karaosmanoğlu “Faydalı kullanım ömrünü tamamlayan plastiklere, atık plastiklere kıymetli yerli ham madde olarak bakmalıyız. Çünkü plastikler ithal petrol ve doğal gazdan üretilirken atık plastik çıktığında yerli ham maddemiz, ulusal servetimiz olur. Atık önceliklemesinde En Az Atık Çıkarma; Yeniden Kullanım; Geri Dönüşüm/İleri Dönüşüm; Enerji ve Malzeme Geri Kazanımı ve Bertaraf sırası mühim. Atık plastik döngüsel ekonomide dönüşürek değer kazanırken endüstrinin döngüsel ekonomiye geçişinde de sistematik dönüşüm ve eylemleri hızlandırma gerekiyor konusuna dikkat çekerek ülkemiz bu gidişatın dışında kalmamalı. Bu değişim için dönüşüm şart” dedi. 

Plastik döngüsel ekonomisinin değişmek için dönüşüm yolu

Prof. Karaosmanoğlu “2022’de Birleşmiş Milletlere üye 175 ülke plastik kirliliğini sona erdirme hedefli 2024’ün sonunda hazır olacak yasal bağlayıcı nitelikli anlaşma için tarihi kararı onayladı. Paris Anlaşması sonrasındaki en önemli ve çok taraflı bu anlaşma günümüzün ve yarınımızın sigortası kabul ediliyor. Çünkü insanın dostu plastikle yaşam, sadece ve sadece en iyi atık plastik yönetimi ile doğanın, çevrenin ve iklimin de dostu olabilir. Plastiği keşfeden, sağladığı kolaylık ve çözümlerle yaşayan insan en iyi atık plastik yönetimini de başarmalıdır. Hükümetler, yerel yönetimler, iş dünyası, sivil toplum, akademi, medya ve yurttaşların plastik döngüsel ekonomisinin değişmek için dönüşüm yolumuzda bilim, teknoloji destekli çözümlerle eyleme geçmesi gerekiyor. Değişimi birlikte başarabiliriz” dedi.

Plastik ekonomisinin korkutucu ve yeşil sayıları

Birleşmiş Milletler verisine göre her yıl yarısı tek kullanımlık 400 milyon tondan fazla plastik üretilirken, bu miktarın yüzde onundan azı geri dönüştürülüyor. Her dakika bir çöp kamyonu kadar, yılda 19-23 milyon ton diğer deyişle 2200 Eyfel Kulesi ağırlığı kadar atık plastiğin göllere, nehirlere ve denizlere karıştığı tahmin ediliyor. Bu miktarın 2040’a kadar üç katına çıkacağı öngörülüyor. Deniz çöpünün yüzde 85’ten fazlası, en kalıcı ve zararlı kısmı plastik. 800’den fazla deniz ve kıyı türü bu kirlilikten etkileniyor. Çapı 5 mm’den küçük mikroplastikler gıda, su ve havaya karışıyor. Her birimiz yılda 50 binden fazla mikroplastiği tüketiyoruz korkutucu sayısal bilgisi veren Dr. Karaosmanoğlu plastik döngüsel ekonomisine geçip 2040’a kadar denize giren atık plastiği yüzde 80 oranında azaltırsak ve böylece petrol ve doğal gazdan plastik eldesini yüzde 55 oranında düşürerek 70 milyar dolar tasarruf sağlama; iklim değişikliği sebebi sera gazı salımlarını yüzde 25 azaltma; 700 bin ek iş yaratmanın mümkün olacağını bildirerek plastik döngüsel ekonomisi yeşil sayıları cazibesinin bizleri beklediğinin altını çizdi.

Atmayalım, yakmayalım, ayrı toplayalım

Öncelikle tek kullanımlık plastik tüketimimizi yaşamımızda mümkün her yerde azaltalım. Uzun ömürlü, dayanıklı plastik ürünleri satın alalım. Ambalajına tekrar doldurarak ürün satın alma seçeneklerini göz önüne alalım. Evde, okulda, işte, yolda, tarlada, ormanda atık plastik çıktığında, nefes alalım. Düşünelim. Atık plastiğin toprak, su ve havaya karışmasına sebep olmayalım. Aksi takdirde bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalarla birlikte yaşadığımız güzelim dünyamızın nefesi azalır. Atmayalım, yakmayalım, ayrı toplayalım çağrısı yapan Dr. Karaosmanoğlu Dünya Çevre Günü’müz kutlu olsun dedi.

Continue Reading

Sektör Haberleri

SÜT-D: Atmayalım, ayrı toplayalım, atıkları sürdürülebilir yaşama katalım

Published

on

By

Birleşmiş Milletler 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü ilk kez kutlanıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, atık yönetiminin sürdürülebilir yaşam için önemini vurgulayarak güne dair açıklama yaptı.

Yaşamda üretirken, tüketirken, hizmet alıp verilirken her yerde atık çıkar. Evimizde, işimizde, yolda, tarlada, ormanda yurttaş, kentler ve iş dünyası olarak en iyi atık yönetimi ile sürdürülebilir yaşamalıyız diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Sıfır Atık” hedefi ulusal servetimiz atıklara yeşil ve döngüsel ekonomide değer katmanın itici gücüdür. Atıkları atmayalım, ayrı toplayalım atıkları sürdürülebilir yaşama katalım çağrısı yaptı.

Uluslararası Sıfır Atık Günü ilk kez kutlanıyor

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu “Hanımefendi Emine Erdoğan himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2017’de başlatılan ve 2019 tarihli Sıfır Atık Yönetmeliği ile desteklenen Sıfır Atık hareketi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda ülke başvurumuz sonucunda 105 ülkenin oyuyla “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” olarak 14 Aralık 2022’de ilan edildi. Yeni bir BM günü kabul edilmesi kolay değildir. BM Genel Kurulu “Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için sıfır atık uygulamalarının teşvik edilmesi” kararı aldı. Uluslararası Sıfır Atık Günü ile sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerinin teşviki, döngüsel ekonomi için toplumsal değişimin desteklenmesi ve Sıfır Atık girişimlerinin BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin ilerlemesine nasıl katkıda bulunduğu konusunda farkındalık yaratılması amaçlanıyor. Böylece en iyi atık yönetiminin günümüzün Çevre Kirliliği; Biyoçeşitlilik Kaybı; İklim Değişikliği üçlü krizi için katkısının yeri ortaya konuyor. Bu yıl ilk kez BM Çevre Programı(UNEP) ve BM İnsan Yerleşimleri Programı(UN-Habitat) kolaylaştırıcılığında Uluslararası Sıfır Atık Günü “Atıkları en aza indirme ve yönetmeye yönelik sürdürülebilir ve çevreye duyarlı uygulamalara ulaşma” teması ile Bangkok BM Konferans Merkezi’nde kutlanıyor” bilgisini vererek, bu kutlama ülkemiz ve gezegenimizin yeşil ile mavisi için fayda ve yarar olsun dedi. 

Atıkları sürdürülebilir yaşama katalım

Prof. Karaosmanoğlu “Atığımızı, Atık Oluşturmama; Mümkün En Az Atık Çıkarma; Mümkünse Atık Yeniden Kullanımı; Atık Geri Dönüşümü/İleri Dönüşümü; Atıktan Enerji/Malzeme Geri Kazanımı; Bertaraf önceliklemesiyle yurttaş, ve kurumsal olarak yönetmeliyiz. Faydalı kullanım ömrünü tamamladıktan sonra atık olan ahşap, akü, cam, elektrikli-elektronik eşyalar, kâğıt, metal, plastik, taşıt, tekstil, yağlar gibi Geri Dönüştürülebilirler kıymetli ham maddelerimizdir. Evsel ve endüstriyel atıklarımızın yerli kaynağımız olduğunu da unutmamalıyız.” hususlarını bildirerek, “Atık yönetimi yeşil ve döngüsel ekonomide kaynak verimliliği, israfı önleme ve gezegenimizde en az olumsuz etkiyi yaratma demek. İşte bu döngü Sıfır Atık yaklaşımı, bu döngüde ilerleme ise Sıfır Atık girişimi öğesi olmaktır. Hepimiz bireysel katkımızı sunabilir, iş yerlerimiz için de Sıfır Atık Belgesi alabiliriz. Yurttaş atığı ile baş başa kaldığında ne yapacağını, iş dünyası da atıklarını nasıl en iyi yöneteceğini bilmeli ve uygulamalı. Bunlar zorla, mevzuatla olmaz. İşte bu nedenle Uluslararası Sıfır Atık Günü yaygın etki için mühim. Bilinçli tüketici olarak atık yönetimi, sürdürülebilir yaşam kültürümüzün öğesi olmalı” uyarısı ile teknik bakışla neredeyse Sıfır Atık mümkün, atıkları atmayalım, ayrı toplayalım, atıkları sürdürülebilir yaşama katalım çağrısı yaptı.

Atık ve iklim değişikliği etkileşimini masaya yatırıyoruz

SÜT-D faaliyetlerimizde atık yönetimi ve iklim değişikliği etkileşimini öncelikliyoruz diyen Dr. Karaosmanoğlu “2 Mayıs 2023 günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde İTÜ tescilli yeşil yerleşkemizde “İklim Dirençli Sanayi ve Güçlü Türkiye” diyerek gerçekleştireceğimiz VIII. İstanbul Karbon Zirvesi’nde kuruluşlarımızın sürdürülebilirlik yönetimlerinde atık-iklim değişikliği etkileşimi de masada olacak. En iyi uygulamaları iş dünyası liderlerimizden dinleyeceğiz” diyerek SÜT-D 2023 Küçük Karbon Kahramanı Ödülü ile Düşük Karbon Kahramanı Ödülü takdimi de yapılacak konusunun ilk ve tek etkinliğine davetini sundu.

Continue Reading

Sektör Haberleri

Türkiye, enerjide oyun kurucu ülke olma yolunda

Published

on

By

Rusya Başkanı Vladimir Putin’in ‘Türkiye Avrupa’nın gaz merkezi olabilir’ sözü ile Türkiye’nin küresel enerji arzındaki konumu bir kez daha teyit edildi. Hırvatistan ve Kanada’da enerji yatırımları bulunan iş adamı Murat Türel, “Putin, AB’ye Türkiye üzerinden gaz satmayı planlıyor. Avrupa’da bu konuya sıcak bakıyor. Türkiye küresel gaz piyasasında oyun kurucu ülke pozisyonuna yükseldi. Karadeniz gazı da bu liderliği perçinleyecek” dedi.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş, küresel enerji arzında ciddi sıkıntılara neden oldu. Avrupa’nın Rusya’ya uyguladığı ambargolar sonrası, Moskova’nın gaz tedarikini kesmesi, AB ülkelerinde ciddi sıkıntılara yol açtı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Azerbaycan gazı dahil olmak üzere Avrupa’nın ihtiyacını karşılayacak enerji koridorunun Türkiye’den geçmesi, ülkemizin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Geçtiğimiz yıllarda Hırvatistan’daki en büyük petrokimyasal tesisini, 2022 yılı başlarında ise Kanada’da aktif petrol üretimi tesisini satın alan iş adamı Murat Türel, dünyanın ciddi bir enerji krizinden geçtiğini belirterek, Türkiye’nin bu durumu fırsata çevireceğini ifade etti. Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği önemli enerji rezervlerinin ortasında olduğunu söyleyen Murat Türel, “Yakın zamanda ülkemiz enerjide oyun kurucu ülke pozisyonuna yükselecek” dedi. Türel, Rusya Başkanı Putin’in ‘Türkiye’yi enerji merkezi konumunda getireceğiz’ sözüne de dikkat çekerek, “Avrupa Rus gazına mecbur durumda. Çünkü alternatifleri zayıf. Rusya Türkiye’de yapacağı enerji depolama merkezi ile Avrupa’ya ürün satacak. Avrupa Rusya’dan değil de Türkiye’den alacak.  Bu da Türkiye’nin gücüne güç katacak” dedi.

Karadeniz’de potansiyel çok daha fazla

Karadeniz’de keşfedilen gazın tahmin edilenden daha yüksek olduğunu söyleyen Murat Türel, “Son yıllarda hükümetin enerji alanında attığı adımlar meyvelerini yeni vermeye başladı. Sondaj ve arama gemileri, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini ortaya çıkardı. Birçok ülkenin cesaret edemediği atılımlarda bulunuldu. Bu gelişmeler ışığında ilk olarak Karadeniz’de büyük bir rezerv keşfedildi. İlk etapta Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak olan rezervin boyutu tahmin edilenden çok daha fazla. Çünkü Karadeniz’deki aramalar daha da genişleyecek. İleride ise enerji ihraç eden ülke pozisyonuna yükseleceğiz” açıklamasında bulundu.

Akdeniz de iyi bir saha

Rezerv keşfi kadar, çıkarılarak üretime ve satışa geçmesinin de önemli olduğunu söyleyen Murat Türel, “Aynı şekilde depolama kısmı da önem arz ediyor. Tuz Gölü altında yer alan depolama sahası bizim için önemli. Çıkarıp, işleyip, depoladıktan sonra satışı gerçekleştirecek bir sistemi oturtursak. Türkiye ileride çok güçlü pozisyona yükselecektir. Aynı zamanda Akdeniz gazı da Karadeniz gazı kadar değerli. Orada küresel devlerin bir rant savaşı var. Türkiye kendi hakları çerçevesinde bu bilek güreşinde başarılı olacağını düşünüyorum” dedi.

 

Continue Reading

Trendler